Herkesin derdi kendisine ağır. Gerisinin dili lâl , kulağı sağır .



Doğumumdan bu yana hastane sürecimizle başlayan uyku sorunum bi çözüme ulaşmadı. Her gece sabaha kadar otururum uyumam,uyuyamam. Oğlumu düşünür dururum. Öyle klasik keşfete bakarken "ek gıdaya geçtik bebeğim yemiyor iştahsız, tek çözüm bulamadığım konu çocuğumun yemek seçmesi, yumurta yediremiyorum, yoğurt ağzına sürmüyor ne yapmalıyım" ... gibi saymakla bitmeyecek yorumları okuyunca bi an yutkunamadığımı farkettim. Yutma refleksi olmadığı için tükürüğünden bile moraran bir bebeğim olduğundan ağzına su dahi süremediğim, Midesindeki hortumdan mamasını verdiğimiz için tadını hiç bilmediği mamalarla büyüyen oğlumu düşündüm. Doğmadan aldığım bir kere dahi kullanamadığım kaşıkları özel tabağını düşündüm. Öyle işte Garip... .
Bir de geçenlerde oyuncakların evin her bi yanına dağılmış bir fotoğrafının altında "ayyy çıldıraceeeeem" yazısını yazan anneyi gördüğümde böyle olmuştum. Aldığı oyuncakların süs gibi kıpırdamadan durması ve hiç bozulmayan bir çocuk odası olsa mutlu olur muydu acaba? Bakıp keşke kalksada yerle bir etse her tarafı diye iç geçiren annelerin olduğunu bilse belki şükrederdi.
Herkesin derdi kendisine ağır. Gerisinin dili lâl , kulağı sağır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kutup Kelebeği

Sabır değil de bizim için kolaylık ve mucize dileyin 🎈

Çocuklarınız ağladığında sabredin, biz ağladığında şükrediyoruz.