Kayıtlar

Herşey... (Ben en çok Efehan'ın annesi olmayı sevdim)🎈

Resim
2010 yılında mezun olup Eskişehirden ayrılırken bir daha geri döneceğim hiç aklıma gelmemişti. İstanbula döndüm.Çok programlı lisede Beden eğitimi öğretmeni olarak çalıştım. Daha sonra Antrenörlük yapmaya başladım .  O sırada eşimle konuşmaya başladık ve 10 ay içinde evlendik. 2014 Nisan 19 da tekrar Eskişehirdeydim. Bisikletimin sepetindeki sandviçimi yerken Pilates dersimden yaklaşık 7km uzaklıktaki spor salonunda zumba dersime yetişmeye çalışıyordum. Günde 12 km den fazla bisiklete binip 4 ayrı yerde dersler veriyor ve inanılmaz mutluydum. 2015 Mayıs ayı anneler günü etkinliği için Simge Sağın şarkı söyleyecek bende zumba yaptıracaktım. Etkinlikten 1 gün önce hamile olduğumu öğrendim. Tabi havalara uçtuk. Ertesi gün etkinlikte zumba yaptım. Neden yapmayayım hamilelik hastalık değil arkadaşlar dedim, yapma diyenlere... Hiç bir sıkıntı olmadı 1 hafta daha temkinli bir şekilde derslerime devam ettim. Tabi bu 1 haftalık süreçte bisiklet kullanmak yerine arabayla işe gitmeye b...

Anneler günü...

Resim
Rüyalarımı saymazsak eğer  bana hiç anne diyemedin.  Şu fani dünyada belki de bu kelimeyi senden hiç birzaman duyamayacağım... Ama her yeni gün, aldığın her nefeste, Anne diyemiyor olsan da, bana köküne kadar taaaaa iliklerime kadar anne olduğumu hissettirdin.  İyiki senin annenim Oğlum...  Gülüşü, bakışı ömre bedel Oğlum... 📌Ben en çok Efehan'ın annesi olmayı sevdim🎈 Başta annem ve tüm özel gereksinimli çocuk anneleri olmak üzere, içinde evlat sevgisi barındıran herkesin anneler gününü kutluyorum. (Annesini, evladını kaybetmiş kimseleri üzmemeyi umarak  usulca...) 📌İlk Fotoğraf ilk anneler gününden hastane servisinde.

Efehan 'ın 4. Yaş gününe dair...

Resim
29 Aralik 2015 oğlumun doğduğu gün Doğar doğmaz yoğun bakıma almışlardı Efehan'ı.24 günlükken kucağıma verip eve gönderdikleri günün ertesinde nöbet geçirip önce solunumu sonra kalbi durmuştu.üstündeki zıbın ve yeleğini yırtıp kalp masaji yaptılar.Sonra 5ay süren yoğun bakım servis arası mekik dokuma.O süreçte düşündüğüm tek şey birgün oğlumda güneşin sıcaklığını,rüzgarın esintisini hissedebilecek mi ?kuşların cıvıltısını duyacak mıydı?Kendi kendime söz verdim.Çıktığında ona yaşıtlarının yaptığı herşeyi yaptıracağım diye. 5 aylıkken çıktığında hemen Ankaraya sonra istanbula götürdük Efehani,çare arıyorduk.Burnunda hortumuyla ilk stüdyo fotosunu da ozaman cektirmistik.3bucuk kiloydu o yüzden yenidoğan fotoğraf çekimi yapmışlardı.Burnundaki hortumunuda photoshopla silip yüzünü pürüzsüzlestirdiler.Ama sadece 1 ay sonra tekrar solunumu durdu.Tekrar yoğun bakım süreci bu sefer daha uzun hemde.Tamamen hastaneden kurtulduğunda 16 aylıktı ve hayatının toplamda 11 ayını yoğun bakım 3...

Kutup Kelebeği

Kuzey kutbunda 'Yünlü Ayı Tırtılı' isminde bir tırtıl yaşar. Öyle ki bu küçük yaratık ölümle dosttur çünkü -67 dereceye varan dondurucu soğuklardan onu kurtarabilecek hiçbir şeyi yoktur. Kanatsızdır, kaçıp sıcak iklimlere göçemez. Bu sebeple kavurucu kış geldiğinde kuytu bir kaya dibine kıvrılır ve yavaş yavaş donar. Kalbi dahi duran bu küçük canlı, kışı adeta ölü olarak geçirir.Sonra zaman akıp gider ve kutup bölgesine bir kez daha bahar uğrar. Tırtıl hiçbir şey olmamış gibi hayata döner ve yiyecek arayışına çıkar. Birazcık enerjisini toplayıp soğukları beklemeye koyulur.Bu şekilde bu küçük hayvan 13 kış geçirir. Yani 13 kez ölüp dirilir ve nihayetinde koza örmesi gereken zamana ulaşır.Son bir kez daha kendini hareketsizliğin kollarına bırakır ve bu çileli sürecin sonunda kelebek olarak gökyüzüne kanat açar. 🐛🦋 Bu mucizeden başka birşey değildir. #Efehan da benim kutup tırtılım.🐛 Kutup kelebeğine dönüşüp kanat çırpacağı anı umutla bekleyeceğim .🦋 #kutupkelebegi kitabında...

Sabır değil de bizim için kolaylık ve mucize dileyin 🎈

Resim
Birkaç gündür mesajlarda yine aynı sorular. Biliyorum hepiniz iyi niyetlisiniz. Amacınız asla incitmek değil. O yüzden tekrar açıklama yapmak zorunda hissettim kendimi. Efehan ın hastalığının bilinen bi tedavisi yok. Destekleyici tedaviler yani hayatını sürdürmesi için gerekli şeyler yapılıyor.Herşeyi araştırdık dünyanın her yerinde aynı. Nezaman yürüyecek? demiş bi bayan. Şöyle anlatayım en başta tabiki bir mucize olabilir. Rabbim ol derse olur. Ancak Efehan %98 zihinsel ve bedensel engelli. Bir merdiven düşünün biz daha onun ilk basamağının önündeyiz henüz hamle yapamadık. Bizim öyle yürüsün koşsun gibi hayallerden ziyade geceleri makinalar değilde Efehan ın sesi bizi uyandırsın gibi hayallerimiz var. Hani o annelerin gece uyutmadı bi susmadı dediği şey varya ben onu makinalar yüzünden yaşıyorum. İnşallah bigün ağlayarak uyandırır bizi oğlum. Hortumlar nezaman çıkacak? demişsiniz. Efehan boğazındaki o hortum sayesinde nefes alıyor. Çünkü beyni gerekli komutları geçirdiği nöbet...

Çocuklarınız ağladığında sabredin, biz ağladığında şükrediyoruz.

Resim
Bu yazımı instagramda paylaştığımda Efehan 7 aylıktı ve yoğun bakımdaydı. Ozaman Emir ve Yüsra hayattaydı. Şimdi cennetteler. Bugün Efehan 'ın Mr sonucunu öğrendik. Beyin atrofisi ( küçülmesi ) varmış. Zaten beklediğimiz bişeydi. Bugün ayrıca bi kader arkadaşımızın daha çocuğunu kaybettik. Hastane sürecimizde sayısını hatırlamadığım kadar kayıp verdik. İster istemez bağ kuruyoruz onlarda bizim çocuklarımız oluyor. Onlarla sevinip onlarla ağlıyor aile oluyoruz. Hayatta en büyük acı bizimkisi zannediyoruz. Oysa ki herkesin derdi kendine büyük. Oğlumu hepiniz biliyorsunuz bi kere ağladı diye nasıl sevindiğimizi de. Ama Emir i Yüsra yı Hayriye yi Kalben i Ata yı Arda yı Yeliz i  Berra yı TekinEymen i veee daha nicelerini bilmiyorsunuz. 1 yıldır hastanede olup yaşını hastanede kutlayan ailenin yaşadıkları mı? yoksa 12 ayına kadar yürüyen konuşan bir bebeğin aniden nöbetler geçirip bildiği herşeyi unutması mı ? 12 yaşına kadar sağlıklı olup 1 hafta içinde lupus hastalığıyla kaybedi...

Herkesin derdi kendisine ağır. Gerisinin dili lâl , kulağı sağır .

Resim
Doğumumdan bu yana hastane sürecimizle başlayan uyku sorunum bi çözüme ulaşmadı. Her gece sabaha kadar otururum uyumam,uyuyamam. Oğlumu düşünür dururum. Öyle klasik keşfete bakarken "ek gıdaya geçtik bebeğim yemiyor iştahsız, tek çözüm bulamadığım konu çocuğumun yemek seçmesi, yumurta yediremiyorum, yoğurt ağzına sürmüyor ne yapmalıyım" ... gibi saymakla bitmeyecek yorumları okuyunca bi an yutkunamadığımı farkettim. Yutma refleksi olmadığı için tükürüğünden bile moraran bir bebeğim olduğundan ağzına su dahi süremediğim, Midesindeki hortumdan mamasını verdiğimiz için tadını hiç bilmediği mamalarla büyüyen oğlumu düşündüm. Doğmadan aldığım bir kere dahi kullanamadığım kaşıkları özel tabağını düşündüm. Öyle işte Garip... . Bir de geçenlerde oyuncakların evin her bi yanına dağılmış bir fotoğrafının altında "ayyy çıldıraceeeeem" yazısını yazan anneyi gördüğümde böyle olmuştum. Aldığı oyuncakların süs gibi kıpırdamadan durması ve hiç bozulmayan bir çocuk odası ols...